Sürdürülebilirlik; ekonomik, sosyal ve çevresel boyutların birlikte ele alındığı bütüncül bir yaklaşımı ifade etmektedir. Özellikle 2000’li yıllardan itibaren iklim değişikliği, doğal kaynakların hızla tükenmesi ve çeşitli sosyal sorunlar gibi küresel ölçekte etkili olan gelişmeler, paydaşların kuruluşlar üzerindeki sürdürülebilirlik beklentilerini artırmıştır. Paris Anlaşması ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı gibi uluslararası düzenlemeler bu baskının daha da yoğunlaşmasına neden olmuştur.
Küresel ölçekte ve bununla birlikte Türkiye özelinde sürdürülebilirlik konusunda yaşanan gelişmeler sonucunda kuruluşlar yalnızca finansal raporlama yapmakla yetinmeyip, sürdürülebilirlik uygulamalarını da raporlamak durumunda kalmışlardır. Sürdürülebilirlik raporları, kuruluşların çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini sistematik ve şeffaf bir biçimde değerlendirdikleri ve bu değerlendirmeleri iç ve dış paydaşlarla paylaştıkları araçlar olarak ön plana çıkmaktadır. Bu raporlar, kuruluşların uluslararası standartlarla uyumlu bir şekilde sürdürülebilirlik performanslarını izlemelerine, iyileştirmelerine ve hesap verebilirlik düzeylerini artırmalarına olanak tanımaktadır. Ayrıca, bu raporlar; sınırda karbon vergisi gibi çevresel düzenlemelere karşı kuruluşların uyum sağlamalarına ve olası mali yaptırımların etkilerinden en az etkilenmelerine katkı sağlayabilir.
Gelişmeler kapsamında Türkiye’de sürdürülebilirlik raporlaması Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu (KGK) tarafından 29 Aralık 2023 tarihinde Resmî Gazetede yayınlanan ve 1 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe giren karar ile belirli eşik değerleri aşan şirketler için zorunlu hale getirilmiştir. Bu eşik değerler ilerleyen yıllarda düşürülerek daha fazla şirketin kapsam içine alınması beklenmektedir. Dolayısıyla zorunlu kurumsal sürdürülebilirlik raporlaması ülke ekonomisinde önemli paya sahip şirketlerin büyük bir kısmını kapsayacaktır.
Kurumsal sürdürülebilirlik raporlaması, KGK tarafından yayınlanan TSRS1 ve TSRS2 standartlarına uygun olarak gerçekleştirilecek olup, raporlama sorumluluğu, KGK tarafından düzenlenecek iki modülden oluşan bir sınavda başarılı olan adaylara verilecektir. Söz konusu sınava, tüm lisans mezunları, mezuniyet bölüm farkı gözetilmeksizin katılabilmektedir. Bu kapsamda Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Uzmanları sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasından kamuya açıklanmasına kadar geçen sürecin aşamalarında etkin rol üstlenecek nitelikli profesyoneller olarak konumlandırılmaktadır. Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Uzmanlığı lisans mezunları ve mezun olacaklar için yeni bir iş kolu olabileceği gibi bu uzmanlar Türkiye'nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefine ve Yeşil Kalkınma politikasına katkı sağlama potansiyeline de sahip olabilir.
Kurumsal sürdürülebilirlik raporlaması, yalnızca teknik bilgi birikimini değil, aynı zamanda disiplinler arası becerileri ve sürdürülebilirlik bilincini de gerektiren karmaşık bir süreçtir. Bu bağlamda, uygulamada karşılaşılan en önemli güçlükler arasında artan iş yükü ve alanında yetkin personel eksikliği öne çıkmaktadır. Kısa vadeli çözüm yollarından biri bu konuda farkındalık eğitimlerinin düzenlenmesi olabilir.
Bu etkinliğin temel amacı öğrencilerin sürdürülebilirlik temelli düşünme becerilerini geliştirmek, Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Uzmanlığı alanında kariyer farkındalığı kazandırmak ve bu doğrultuda iş gücü piyasasında rekabet avantajı elde etmelerini sağlamaktır. Bununla birlikte, etkinlik öğrencilerin sürdürülebilirlik alanında yüksek lisans ve doktora düzeyinde akademik araştırmalara yönelmelerini teşvik ederek yalnızca bireysel kariyer gelişimlerine değil, aynı zamanda ülkemizin sürdürülebilir kalkınma vizyonuna da katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Böylece bu etkinlikle T.C. On İkinci Kalkınma Planı’nda da vurgulanan sürdürülebilirlik odaklı hedef ve stratejilere dolaylı olarak katkı sunulabilir.